30 Temmuz 2018 Pazartesi

Çanakkale Muharebeleri Hakkında Bilgiler
1915 yılı, Temmuz ayındaki bu ilk ziyaret hakkında Ali Canip Yöntem'in anlattıkları şöyledir: "Biz Çanakkale'ye gittiğimiz zaman henüz Anafartalar muharebeleri olmamıştı. Mustafa Kemal yarbaydı fakat ilk kahramanlığını göstermiş, İngilizlere ilk zapartayı atmış ve onları Arıburnu'nda bir yere mıhlamıştı."
Arıburnu kumandanı Vehib Paşa'nın ağabeyi Esad Paşa idi. Arıburnu'na geldik. Orayı gezerken birdenbire İngilizlerin bir bombardımanı başladı ve aynı zamanda kulağımıza da bir mızıka sesi geldi. Esad Paşa'ya sordum:
"-Paşam, bu ne? Mızıka çalmaya başladı. İngilizler de yaylım ateşine." Esad Paşa cevap verdi: "-Dikkat edin, bütün mermiler şu üst tarafımızdaki Cesarettepesi'ne yöneltiliyor. Her gün öğle zamanı oldu mu, oradaki Tümen kumandanı Mustafa Kemal Bey, askerlerine bando ile yemek yedirir ve İngilizlerin bu sesi duyan gemileri, Mustafa Kemal'e ateşle cevap verirler.
Yemek bitince bando da kesilir, İngilizler de sırf hiddetlerinden açtıkları ateşe nihayet verirler."
Dedim ki: Paşam müsaade eder misiniz, Mustafa Kemal Bey'i Selanik'ten tanırım, bir hal hatır soralım."
"-Hay hay dedi ve kendisini telefonla buldu." "[Mustafa Kemal] sanki bir gazinoda konuşuyormuş gibi: 'Beyazkule'den, Olimpos Palas'tan, Kristal'den, Yonyo'dan acaba ne haber?' diyordu. Cevap verdim:" "-Bey'im onlar masal oldu ama sizin şahametinizi burada da gördük ve işittik." "Arkadaşlarımın kimler olduğunu sordu, saydım. Telefonu Emin Bey'e verdim. O da bir müddet konuştu sonra beni istedi, konuştuk. 'Acele benim yanıma geliniz, arkadaşlarınızla," dedi. "-Esad Paşa'ya arz edeyim," dedim. "Aramızda bir buçuk kilometre varmış." "Esad Paşa ile Mustafa Kemal Bey arasında telefonda münakaşa başladı. Mustafa Kemal, bizim oraya gitmemizi istiyor, Esad Paşa: "-Örtülü ateş altında, bu beyler ise bana Harbiye Nazırı'nın emaneti, yollayamam," dedi. "Mustafa Kemal, 'Yaverimi yollayayım, onları alsın getirsin," diye ısrar etti fakat Esad Paşa: 'Kendin de gelsen, gene bunları oraya yollayamam!' cevabını verdi, bu sebeple onunla görüşemedik."
1915 yılı Temmuz ayındaki bu ziyaretle ilgili olarak Hamdullah Suphi (Tanrıöver) İkdam gazetesinde yayınlanan notalarında cephede tanık oldukları bir "hava saldırısı" hakkında şunları yazmıştır:
(...) Nöbetçiler, bir tayyare fark edilir edilmez, sesleniyor, tehlikeyi haber veriyorlar. Karşıda bir ırmağın yatağını örten ağaçların perdesi arkasından biri, meydana doğru çıkarak haykırdı: "-Tayyare geliyor!.. Buna karşı ilk tedbir toplu bulunmak, dağılmaktı. Çayırlıktaki ağaçların altına birer ikişer gizlendik ve oradan tayyareyi gözlemeye başladık. Derinde, güney tarafını kapayan tepelerin üstünde gergin kanatlarla yavaş yavaş süzülüyor, dolaşıyordu. Etrafında beyaz dumanlar asılmaya başladı. Bu küçük toparlak bulutlar,karşı tarafın sırtında tayyareleri yaklaştırmayan toplarımızın ateşini gösteriyordu. İkinci bir tayyare, Akbaş üstünden,sahil taraflarından evvelkine iltihak etti. Şimdi her ikisi, kendilerine küçük kuşlar nispetini veren bir yükseklikte güneye doğru yaklaşıyor. Hepimizin muhterem ismini öğrendiğimiz Batarya kumandanı Yüzbaşı Fuad Bey'in onlara yolladığı mermilerde gösterdiği nişancılığı, tayyarelerin tam yanına isabet eden infilakları beğenerek takip ediyoruz. Bu defa da kurtuluyor ve tepelerin ardında gözden silinip kayboluyorlar."
1915 Temmuz günlerinde Çanakkale'de savaş alanlarını ziyaret eden ilk "Edebi Heyet" 23 Temmuz 1915 günü bir torpido ile İstanbul'a dönmüştür." 1918 yılında ziya Gökalp önderliğinde, Yeni Mecmua'nın 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümü nedeniyle hazırladığı özel sayı yayınlanmıştır.
1915 Kasımından 1918 Haziranına kadar on beş günde bir yayınlanan Harp Mecmuası, fotoğraf ve baskı açısından son derece kalitelidir.
Harp Mecmuası bu amaca uygun olarak birçok yazılar yayınlanmıştır. Bunların sahipleri arasında; Ziya Gökalp, Abdülhak Hamit, Ağaoğlu Ahmet, Ahmet Refik, Süleyman Nazif, Falih Rıfkı, Mithat Cemal, Mehmet Emin, Cenap Şahabettin gibi dönemin tanınmış yazar ve şairleri bulunmaktadır.
"1915 Mayısının iptidalarında İngiltere Hükümeti, Çanakkale Boğazı'na karşı yapılan birinci teşebbüsün iflas etmesine başlıca sebep, bu teşebbüse tahsis edilen kuvvetin kifayetsiz olduğunu pekâlâ biliyordu.
Böyle olduğu halde Hükümetin, General Hamilton'u yeni bir teşebbüs-i müessirde bulunabilmesi için beş fırkalık bir kuvvetle takviye etmeye karar verinceye kadar iki ay vakit geçmiştir."
3 Ağustos 1915 günü İngiltere Donanma Bakanı Winston Churchill, Çanakkale deniz muharebelerine katılan kardeşi John Churchill'e şunları yazmaktadır: (...) Evet savaş bir kumardır. Başka bir şey de olamaz.
(...) Yargıları en sona saklamalıyız..(...) Bu savaşta başka hiçbir büyük saldırı, müttefiklerin davası için böylesine çok şey sunmamıştır.(...) 1915 Gelibolu Seferi'ndeki askerî başarısızlık yüzünden hemen koltuğunu kaybeden ve defalarca seferdeki rolünü sorgulayan eleştiriler alan İngiltere Donanma Bakanı, İngiltere ve Müttefiklerine ait donanmanın Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul önünde demirleyeceklerinden emindir.
6 Ağustos 1915 günü İngilizler, Arıburnu Cephesi'ne giderek şiddetlenen bir topçu ateşine başlamışlardır.
6-7 Ağustos gecesi boyunca bu ateş sürmüştür. Anafartalar mıntıkasına ait Ağıldere taraflarında da sürekli Piyade ateşi işitilmiştir.
19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal, İngiliz Kuvvetlerinin bu yeni saldırı planı karşısında hiç tereddüt etmeksizin kesin hükmünü vermiştir:
"Gece vakti veya günün ağarmasıyla beraber, düşman, 19. Tümen Cephesi'ne taarruz edecektir."
19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal,7 Ağustos gecesi saat 03.30'da birliklerine şu emri vermiştir: "Düşmanın sabahleyin cephemize bir hücuma kalkması muhtemeldir. Mesafenin yakınlığı cihetiyle anî olan hücumlara derhal karşılık vermek için kıtaların uyanık ve erlerin silahlarını kullanmaya hazır bulunması lazımdır. Buna göre subaylar, erleri, uykularını yenmeye sevk ve teşvik ve taktik durumun nezaketine uygun olarak hazırlık derecesinin her an ve zaman mükemmel tutulması hususunu rica ederim."
Komutanın notlarına göre, "Geçen bu anlar pek mühimdi[r]." 14. Alay'dan süngüyle yaralanmış bir subay ve erler Mustafa Kemal'in karargahına gelmişler ve birliklerinin kısmen esir alındığını, kısmen de püskürtüldüğünü söylemişlerdir. 7 Ağustos 1915 günü sabah saat 04.00'den itibaren düşman topçusu yeniden şiddetli ateşle ve 45 dakika sonra da Tümen cephesine yönelik hücumlara kalkmıştır. Bu şiddetli hücumlar, Türk askerinin dayanıklılığı sayesinde ve düşman büyük kayıplar verdirilerek geri püskürtülmüştür. Türk siperlerine giren düşman askerleri de, siperlerde imha edilmişlerdir. Öğleye doğru düşman,Tümen'in sağ kanadına, Cesarettepesi'ne ikinci bir saldırı düzenlemiş ve bu da çok fazla sayıda kayıpla etkisiz hale getirilmiştir. Düşman tarafından Tümen cephesine yapılan bu saldırıların asıl hedefi, Tümen'i ezmek ve Kocaçimen silsilesini ele geçirmektir. 7 Ağustos 1915 gecesi saat 20.40'tan itibaren düşman, tümen cephesine yeniden şiddetli piyade ve mitralyöz ateşi açmıştır.
19. Tümen, önemli kayıplar verdiği için tüfek sayısı azalmış,bunun üzerine Tümen Komutanı Mustafa Kemal,ihtiyat kuvveti talep etmiştir.
19. Tümen, Yeni Zelandalı birliklerin ilk darbesini karşılamış, 7 Ağustos'ta Avustralya Hafif Süvarilerini yok etmiş ve çatışmalarını sürdürmüştür. Komutanın gözünde, Conkbayırı'ndaki karışıklığı düzeltmek için bir şeyler yapılmasa Türk kuvvetleri bütün vadiden çekilmek zorunda kalacaklardır. Bu nedenle cephenin tek bir komuta altında toplanması zorunludur. "Eldeki bütün birliklerin komutam altına girmesinden başka çare yoktur," diye düşünmektedir.
27. Alay Komutanı Albay Şefik Aker'in bu konuda önemli bir tanıklığı vardır: "Birgün muharebenin sükûnetli bir zamanında Tümen Komutanımız Mustafa Kemal Bey'i ziyarete gitmiştim. İngiltere'den yeni gelmekte olduğunu işittiğimiz bu kuvvetlerin nerede karaya çıkıp ne yapmak isteyecekleri mevzuu üzerinde mübahase (tartışma) cereyan etti. Müşarileyh, bu gelecek kuvvetlerin Anafartalar'da karaya çıkıp Boğaz'a ilerlemek ve biz yani Arıburnu kuvvetimizi çevirmek ve aynı zamanda da cepheden bizi zorlamak isteyecekleri mütalaasında bulunmuşlardı. Bu zanları aynen isabet etmişti.
Halbuki Ordu Kumandanı Liman Von Sanders Paşa, bu yeni kuvvetlerin Saroz Körfezi sahiline (Bolayır ve şimal sahillerine) çıkacaklarına kail olarak üç Tümenimizi orada tutmuş ve bilakis Anafartalar mıntıkasını üç Taburdan ibaret bir tarassut kuvvetine bırakmıştı.(...)" 8 Ağustos 1915 Akşamı, Türklerin 20. Yüzyıldaki ilk destansı-romantik efsanesi 19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal'in muharebe alanında aniden beliren bir yönetim krizinin çözümü için Kolordu Komutanlığı düzeyinde Anafartalar Grubu Komutanlığı'na atanmasıyla başlamıştır.

EMİRLER...

Çanakkale Kronolojisi 1914-1916

Kaynaklar: Komutan ve Evlâtları - Prof. Dr. Hikmet Özdemir Çanakkale Kahramanları - Lütfi Gülşen


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder