30 Temmuz 2018 Pazartesi

Josef Mengele Günzburg, Bavyera'da 16 Mart 1911 yılında dünyaya gelmiştir. Üç erkek kardeşin en büyüğüdür. Babası, sert ve disiplinli bir adam olan Mengele, babasını soğuk, uzak ve sadece işiyle ilgilenen bir adam olarak tarif etmiştir. Yaşadığı köyde nazik ve güler yüzlü bir çocuk olarak tanınmış, özellikle dakikliği ve davranışlarıyla, herkesten bol bol övgü almıştır.
Giyimine özen göstermeye de erken yaşta başlamıştır. Özel dikilmiş takım elbisesinin yanında, taktığı beyaz eldivenler de onun simgesi haline gelmiştir.
Auschwitz Toplama Kampındaki esirler üzerinde dehşet verici deneyler yapmadan önce Dr. Josef Mengele, Antropoloji üzerine çalışmalar yapan çok ünlü bir Antropolog idi. Mengele’nin Afrika’yı gezip insan kanı ve virüs numuneleri topladığı, hayatı boyunca tek hayalinin farklı ırkların kanları arasındaki farklılığı kanıtlayan faktörleri belirlemek olduğu bilinir.
Savaş boyunca Nazilerin, yahudi ırkını kurutma kampanyasından hayatta kalmayı başarmış son yahudi topluluk olan Macaristan yahudileri yeni kurbanlar olmuştur. Auschwitz, Polonya´nın güneydoğusunda bulunan yahudi sorununun en verimli çözüldüğü noktadır.
SS askerleri, mahkûmları rampadan aşağı doğru sürerken, onları yöneten kişi, oradaki delilik, eziyet ve ölümün içinde tamamen aykırı duran bir SS subayıydı. Yakışıklı bir yüzü ve nazik bir gülümsemesi vardı.
Kusursuz dikilmiş üniforması, özenle temizlenmiş ve ütülenmişti. Elinde bir kırbaç vardı ama onunla insanlara vurmak yerine, sadece yön gösteriyordu; sağa veya sola doğru...
Mahkûmlar farkında bile olmadan bu subayın zararsız hareketi ile seçiliyordu. Hala çalışabilecek olanlar ise halsiz düşmüş olup hemen gaz odası veya fırınlara gönderiliyordu. Sağdan gidenler şimdilik yaşamaya devam edecek, soldan gidenler ise yargılama veya mahkeme olmadan, sadece şöyle bir bakışla ölüme mahkûm ediliyordu.
Oradaki bütün mahkûmların kaderine karar veren bu kişi Dr. Josef Mengele idi yani nam-ı diğer Ölüm Meleği.
Auschwitz Toplama Kampında, insanlar üzerinde yaptığı deneylerle ''Ölüm Meleği'' olarak tarihe geçmiş bu adamın, yaklaşık iki milyon insanın ölümünden sorumlu olduğu sanılmaktadır. Sadece yahudiler üzerinde değil homoseksüeller, çingeneler, özürlü ve zihinsel engelli insanların üzerinde de deneyler yapan, arı Alman ırkından olmayan Almanları, Nazilerin zihniyetindeki forma sokmak için de çalışmaları vardır. Bunların dışında Mengele, basınç testi, hadım etme, karşı direnç, ilaç testi gibi deneyler yapmıştır.
Özellikle ikiz çocuklarına takıntısıyla bilinen Mengele, laboratuvara götürmek için şekerle, çikolatayla kandırdığı çocukları, deney sonrası eski hallerinden eser kalmayacak hale getirmiştir.
Auschwitz'de bir koğuşta başlayan bit salgınını gaz ile çözüp,bitlenen 750 kadının ölümüne hüküm veren bir Nazi doktorudur. Ayrıca esirler arasında bulunan rahibelerin,bir çukur kazılıp yakılmasını gülerek izlemiştir. Esir çocuklar üzerinde, renkli gözlü olmalarını sağlamak için bir takım kimyasallar enjekte ederek deneyler yapmış, doğum yapmış kadının göğüslerini bantlayarak, bebeğin beslenmeden kaç gün yaşayabileceğini test etmiştir. Kamptan kurtulan bazı çocuklar onu iyi biri olarak anlatırken, onun deneylerine maruz kalanlar ise tam bir cani olduğunu ifade etmişlerdir. Auschwitz'den kurtulan bir mahkumun ifadesine göre, yerde çukur açılmış ve çevreleri ateşe verilmişti. Kamyonla getirilen çocukları doğruca çukurların içine attırmıştır. Dışarı tırmanmaya çalışanları, bir subay sopayla tekrar içeri iterken, Hoess (Auschwitz'in Kumandanı) ve Mengele ise gayet memnun seyrediyorlardı.
Dr. Tobias Brocher düşüncelerine göre Mengele, acı vermekten değil, ölüm ve hayat arasında karar veren yetkili kişi olmaktan, bu güce sahip olmaktan zevk almaktaydı. Dr. Josef Mengele, 17 Ocak 1945'te Rus ordusunun Almanya'ya girmesiyle belgelerini de yanına alarak 1 hafta önceden kampı terk etmiş orada Arjantin’e kaçmıştır. Kaçış macerası esnasında; birkaç sefer kimlik değiştirip, bıyık bırakarak, ayrık olan ön dişlerini de yaptırmıştır.
17 Ocak 1985´te Auschwitz'den canlı kurtulan birkaç kişinin orayı ziyaretleri ve hatıraları sayesinde tekrar gündeme gelince bir anda bütün dünya televizyonlarında ona dair haberler ve görüntüler gösterilmeye başlanmış ve herkes yaşanan vahşeti öğrenmiştir.
Böylece arama çalışmaları yeniden başlatılınca 31 Mayıs 1985'te Mengele'nin eski bir arkadaşı ve Avrupa'da bağlantı noktası olan, Hans Sedlmeyer'in evine yapılan baskın sırasında yazdığı birkaç mektup ele geçirilmiştir.
Brezilya'da olduğu öğrenilince, yetkililere haber verilmiş ve bir hafta içinde yanında kaldığı aile ve mezarı bulunmuştur.
Edinilen bilgiye göre, 1979'da denizde boğularak hayatını kaybettiği öğrenilmiştir. İskeletinin adlı tıpta incelenmesi sonucunda gerçekten o olduğu ortaya çıkmıştır.
Bunların haricinde Josef Rudolf Mengele'nin fiziksel ve karakteristik özelliklerine değinecek olursak 1.75 cm boylarında, esmer tenli, ela göz rengine sahip, boyu ile orantılı kilodadır.
Kafatası 89 cm (Brakisefal tip) ve ayak numarası 43'tür. Kan grubu ise B rh pozitiftir.
Bilinen kalıtımsal bir hastalığı yoktur. Fakat Auschwitz Kampında görev yaptığı dönemde bir motosiklet kazası geçirmiştir ve ayrıca bir dönem böbreklerinden rahatsızlık yaşamıştır.
Spora olan merakı gençliğinden itibaren devam etmiştir. Dağcılık, kayak, bisiklet sürmek, araba yarışları seyretme gibi hobileri vardır.
Ayrıca sanatsal yönü bulunan bu Nazi doktoru, klasik müzik hayranıydı. Paul Godwin şarkılarını severek dinler ve bazen kendisi de şarkılarını seslendirirdi. Video da seslendirdiği aynı sanatçının "In Paris" şarkısıdır.
Mengele boş zamanlarında günlük tutar ve resim çizerdi.
Ayrıca ailesi ve arkadaşları ile zaman zaman mektuplaşmış, hikaye ve şiir yazmıştır.

Yazmış olduğu şiirinden biri:
İngilizce versiyonu:

You, who you are a poet…


That you who are a poet,
may be alone, alone in your wanting,
that may be your pride! That you are missing
the friend, the woman, who are faithful to you,
accept it! I know that the word is 
an empty comfort when tears are rolling,
accept it, accept it!

He who walked through big and small pain –
like pearls beaded on a string, with 
thousand of hearts hanging on it – 
with power and courage, 
he who suffered pain,
and put it in a song and melody,
will not despair in pain!
Yes, free yourself in a song, free yourself!
Your words of poetry will express
the beauty and value of this world.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder